3 Temmuz 2018 Salı

Bizi Ancak Biz Anlarız!

Bizi Ancak Biz Anlarız!
Kitaplarını Kimseciklere Ödünç Vermeyi İstemeyenlerin Ortak Özellikleri
- Yıllarca emek emek oluşturduğu kitap birikimine aşırı değer verir ve haklı olarak tek bir kitabından bile vazgeçemez. (Çünkü geri getirmiyorsunuz arkadaşlar...)
- Kitaplarını ödünç almayı isteyenler tarafından itici ve cimri olarak değerlendirilir; mülkiyete değer verdiği iddiasıyla yargılanır. (Çok da umrumuzdaydı!)
- Daha önce ödünç verdiği kitapların çok büyük bir kısmı dönmediği için bu kararı almıştır; çünkü en çok özlediği şey o kitaplardır. (Yüzyıllık Yalnızlık kitabının birinci baskısı gitti, o kadar söyleyeyim.)
- Her ne kadar paylaşımcı olmamakla suçlansa da aslında kitaplardan başka dikili ağacı yoktur; tek merakı sayfaların arasında kaybolmaktır. (Biz de sizden istemiyoruz işte!)
- Kendi zevklerine göre oluşturduğu şaheserinin bir halk kütüphanesi olmadığını bilir ve buna göre hareket eder; kara kaplı defter tutacak hali yoktur. (İlla hepinizin isimlerini tek tek yazalım mı?)
- "Bu kitap benim için değerli, okumayı çok istiyorsan sana yeni baskısından satın alabilirim" lafını şiar edinir; söz konusu satın almak olunca cömerttir. ("Bu kitap benim için değerli, okumayı çok istiyorsan sana yeni baskısından satın alabilirim" lafını şiar edinir; söz konusu satın almak olunca cömerttir.)
- Kitaplarını yalnızca okumak için değil, aynı zamanda onlarla bir ömür birlikte olmak için edinir; hatta tek hayali bir gün doğacak çocuklarına, torunlarına miras olarak kütüphanesini bırakmaktır. (Onların da kıymet bilmesi önemli elbette...)
- Anılarına saygı duyar; okuduğu kitapların her bir satırında hissettiği duyguları, kafasının içinde çalan müziği, hayal ettiklerini hatırlar. (Bazen bir klasik müzik eseri, bazen koskoca bir film senaryosu...)
- Geçmiş yıllarda yaşadığı tecrübelerden bilir ki ödünç verdiği kitapları istemekten utanır; istemediği sürece kitabın kendisine gelmediğini, hatta bazen istese bile gelmediğini fark eder. (Karşı tarafın anlayışlı olmasını bekleriz elbette.)
- Gecenin bir vakti uyanıp, aklında tam olarak o satırlar, duygular ve hayaller geldiğinde o kitabı yeniden okumaya başlar ve bu döngü hep sürer. (Bu nedenle veremiyoruz işte, o kitaplara ihtiyacımız var.)
- Kitaplarına zarar gelecek diye aklı çıkar; tam olarak bu yüzden taşınmaktan bile imtina eder. (Ya bir yeri yırtılırsa, kapağı hasar görürse?)
- Herkesin tercihlerinin farklı olduğunu bilerek hareket eder ve başkalarından da bunu bekler; rahatlamak için yaptığı kitap okuma eyleminin bir işkenceye dönüşmesini istemez. (Aklımızda hep aynı soru: "Acaba ne zaman getirecek?")
- O kütüphanenin tam takım gözünün önünde olmasından her daim keyif alır ve bu keyfinden de kimse için vazgeçmeyi istemez; en değerlisi bile olsa... (Dünyanın en güzel manzarası...)
- Onlar bizim kıymetlimiz... Biz sizden istemiyoruz, siz de bizden istemeyin. Kitap paylaştıkça çoğalmıyor, aksine kütüphanenin yerinde yeller esiyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TÜRK EDEBİYATINDA SANATÇILARIN UNVANLARI

TÜRK EDEBİYATINDA SANATÇILARIN UNVANLARI Istırap şairi: Fuzuli, Sultanü’ş-şuara (şairler sultanı): Baki Hiciv üstadı: Nefi ...